5 Eylül 2024 tarihli Resmi Gazete ’de kamu ve özel kesimde devletin 2025-2027 döneminde izleyeceği politikaları ifade eden ve bütçe sürecine de temel girdi oluşturan Orta Vadeli Program (OVP) yayımlandı. Programın sağlık ve sağlık finansmanıyla ilgili bölümlerini içeren politika ve uygulamaları okuma imkânı bulamayan kişiler için bu yazımızda özetlemeye ve tümüyle ilgili yorumlarımızı ifade etmeye çalışacağız.
OVP’nin makroekonomik politika çerçevesini destekleyecek temel politika alanları şu şekilde belirlenmiştir.
1) Makroekonomik ve finansal istikrarın kalıcı hale getirilmesi
2) Kamu mali reformlarının hayata geçirilmesi
3) Ar-Ge ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesi
4) Yeşil ve dijital ekonomiye geçişe yönelik teknolojik dönüşümün sağlanması
5) Beşeri sermayenin güçlendirilmesi
6) İşgücü piyasasının etkinleştirilmesi
7) İş ve yatırım ortamının iyileştirilmeye devam edilmesi
8) Ekonomide kayıt dışılığın azaltılması
Sağlık ve sağlık finansmanı alanıyla ilgili konularda ise aşağıdaki tespit, politika hedefi ve uygulamalar öngörülmüştür.
- Afetlere dirençli yapının finansmanı başlığında;
a. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinin sunulduğu yapıların afet ve olağanüstü durumlara karşı hazırlık durumu güçlendirilmeye devam edeceği ifade edilmiştir. - Sanayide yapısal dönüşüm başlığında;
a. Türkiye’yi bölgesinde yüksek teknoloji üretim merkezi haline getirecek büyük ölçekli yatırımlar kapsamında sağlıklı yaşam gibi yeni gelişen öncelikli teknoloji alanlarını kapsayan HIT-30 programıyla firmalar destekleneceği ifade edilmiştir.
b. Aşı, ilaç, tıbbi cihaz, tanı kitleri ve yapay zekâ uygulamaları başta olmak üzere sağlık bilim ve teknolojileri ile savunma sanayii alanında Ar-Ge çalışmaları yürütülerek yüksek katma değerli ürünlerin yerli üretimin sağlanacağı ifade edilmiştir. - Hizmet ihracatının geliştirilmesi başlığında;
a. Turizm, bilişim, taşımacılık, eğitim, sağlık, dizi/film ve animasyon başta olmak üzere fuarcılık, kültür endüstrileri, yurtdışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik alanlarında verimlilik ve rekabet gücünü esas alan döviz kazandırıcı hizmet ticareti desteklenmeye devam edileceği ifade edilmiştir.
b. Sağlık turizmi alanında hizmet kapasitesi nitelik ve nicelik olarak geliştirilecek, tanıtım ve pazarlama faaliyetleri artırılacağı ifade edilmiştir. - Sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği başlığında;
a. Akılcı ilaç kullanımı teşvik edilerek ilaç ve tedavi harcamaları rasyonelleştirileceği ifade edilmiş ve uygulamanın 2025 yılı 4. Çeyrek dönemine kadar hayata geçirilmesi hedeflenmiştir.
b. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin sağlık sistemi içerisindeki etkinliği artırılacak ve hizmet basamakları arasındaki entegrasyon güçlendirileceği ve uygulamanın 2025 yılı Birinci Çeyrekte hayata geçirilmesi ifade edilmiştir.
c. Sağlık ürün ve hizmetlerinde talep kontrolü ve hizmet basamakları arasındaki entegrasyon güçlendirilerek hizmet basamaklarının uygun kullanımı sağlanacağı hedeflenmiştir.
d. Sağlık hizmetlerinin geri ödemesinde risk analizine ve hizmet sunucularının davranışlarını dikkate alan denetim modelleri geliştirileceği ve uygulamanın 2025 yılı 1. Çeyrekte hayata geçirilmesi ifade edilmiştir.
e. Sağlık Market Uygulamasının kapsamı genişletilerek ilaç ve medikal malzeme tedarik zinciri daha da güçlendirileceği hedeflenmiştir.
f. Sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlamadan finansal sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, veri analizi yoluyla geri ödeme kriterleri incelenecek, değer bazlı geri ödeme yöntemleri yaygınlaştırılacak ve yurtdışından temin edilen ilaçlar gibi hızlı artış gösteren gruplarda harcamaların etkinleştirilmesi sağlanacağı ifade edilmiş ve uygulamanın 2025 yılı Birinci Çeyrekte hayata geçirilmesi hedeflenmiştir, ayrıca uygulamanın sürekli devam ettirilecek bir politika olduğu ifade edilmiştir.
Genel Yorum
Sağlık hizmet sunumu ve diğer bileşenleri ile sağlık finansmanı alanında ülkemizde gerçekleştirilen başarılı reformların kazanımları içselleştirilmiş ve toplumun artan beklentileri ile yeni politika ve uygulamaların devreye alınması kaçınılmaz olmuştur. Hatta sağlık finansmanındaki yetersizlik, bunun hizmet sunumu, ilaç, tıbbi cihaz alanında yaşanan sorunlar vatandaşa da yansıyarak vatandaş memnuniyeti kayda değer şekilde düşmüştür.
OVP’ın devamında söz konusu politika ve uygulamalara ilişkin daha detaylı bir çalışma önümüzdeki günlerde yayımlanacak Cumhurbaşkanlığı Programında yer alacaktır. Ancak OVP’yi dikkate alarak bir yorum yapmak gerekir ise;
– Deprem riskinin yönetiminde sağlık yapılarının önceliklendirilmesinin oldukça yerinde olduğu, uygulamada özel sektör sorunlarının çözümüne ilgi gösterilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulamak isterim.
– Sanayide dijital dönüşüm kapsamında sağlıklı yaşam teknolojilerinin desteklenecek olmasının çok yerinde bir öngörü olduğu, ancak geliştirilecek teknolojilerin dünya pazarını da hedefleyen ve ihracat şartını dikkate alan bir anlayış ile yürütülmesi önerilmektedir.
– Hizmet ihracatının desteklenmesi bağlamında kurulan Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. nin aracılık görevini seyahat acentalarına bırakarak, Turizm Tanıtma Ajansı ve sektör işbirliği içerisinde ülkemizin sağlık alanında marka değerinin arttırılmasına öncelik vermesi sağlanmalıdır.
– Sağlık hizmet sunumunda birinci basamağa vurgu yapan hedef ve politikaların çok önemli olduğunu ve buna yönelik Aile Hekimliği sisteminin güçlendirilmesi ve 2 nci ve 3 ncü basamak hizmetler ile engtegrasyonu kritik öneme sahiptir
– Makro politikaların yer verildiği bu programda değer bazlı ödemenin ifade edilmesi ve uygulamaya 2025 yılı 1 nci çeyreğinde geçileceğinin, keza sürekli bir politika olarak da uygulanacağına yer verilmesi, sektörün sağlık hizmetlerinde kaliteyi ve bireyin sağlık düzeyine olan somut katkısını önceleyen bir anlayış için oldukça ümit verici bir gelişme olduğu kuşkusuzdur.
– Programda yer almasını önemsediğim ancak karşılığını bulamadığım bir hususu gündeme getirerek yazımı tamamlamak istiyorum. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63 ncü maddesinin 1 nci fıkrasının (a) bendinde karşılığını bulan bireyin hastalanmasını beklemeden sağlıklı yaşama yönelik hizmetlerin finansmanı imkanı getirildiği halde, maalesef 16 yıllık uygulama döneminde herhangi bir gelişme kaydedilmemiştir. Konuyla ilgili daha önce yapılan çalışmaların ve kamuya da iletilen uygulama önerilerinin gündeme alınarak en azından Cumhurbaşkanlığı Programında karşılığını bulması, toplum sağlığı ve giderek yaşlanan ülkemizin yaşam kalitesi ve sağlık finansmanının sürdürülebilirliği açısından çok önemli katkılar sağlayacağı izahtan varestedir.
Hüseyin ÇELİK
Health Care Business Danışmanlık Kurucusu
